1. 1,4-Benzokinon
ve Hidrokinon İçeren 1,2,3-Triazollerin Regio-seçici Olarak Sentezi: Yeni Bir
Bileşik Grubuna Giriş ve Bazı Sentetik Uygulamalar. Sponsor: Türkiye
Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK, Proje No. 107T769),
2008-2010.
Biyolojik sistemlerde fonksiyonel açıdan çeşitliliği sağlayan
seçici kimyasal reaksiyonlar son zamanlarda özellikle organik kimya ve
biyokimyada oldukça önem kazanmaya başlamıştır. Sentetik organik kimya
repertuarında yeni yeni göze çarpan bu reaksiyonlar çeşitli bileşik gruplarının
sentezinde ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.
Doğal ürün ve heterosiklik bileşiklerin sentezi ve
uygulamalarına bakıldığında organik azitlerin önemli bir rol oynadığı
görülmektedir. Bu heterosiklik bileşikler arasında 1,2,3-triazoller doğada
bulunmamaları, kendine has kimyasal yapı ve özellikleri, indirgenme,
yükseltgenme, asidik-bazik hidroliz vb. dönüşümlere karşı oldukça dayanıklı
olmaları nedenleriyle en ilgi çekenleridir. Ayrıca bu bileşikler boya,
floresan, korozyon önleyici, ışığa dayanıklı ve biyolojik olarak aktif
bileşikler başta olmak üzere oldukça geniş bir uygulama sahasına hitap
etmektedir. Son zamanlarda, özellikle sentezleri için yeni metotların
geliştirilmesini müteakiben 1,2,3-triazoller, güvenilir ve kararlı bağlantı
birimleri sağlayan araçlar olarak organik sentez ve malzeme bilimlerinde
oldukça popüler hale gelmişlerdir.
Öte yandan, benzokinonlar ve hidrokinonlar birbirlerinin redoks
eşleridir ve organik bileşiklerin önemli bir sınıfını oluştururlar. Benzokinonlar
ve hidrokinonlar canlılar için vazgeçilmez olup biyolojik sistemlerde
fotosentez ve solunum metabolizmalarında önemli ko-faktörler için
elektron taşıyıcı olarak önemli rol oynarlar.
Bütün bunlar gözönüne alındığında, bir yanda triazol halkasını
ve diğer yanda benzokinon/hidrokinon ünitesini içinde barındıran bir bileşiğin
her iki fonksiyonel grubun önemli özelliklerini ayrı ayrı ortaya koymasını
beklemek son derece doğaldır. Ayrıca böyle bir molekül elektron ve/veya enerji
transfer sistemleri açısından oldukça ilginç olabilir. Bu çalışmada söz konusu
iki fonksiyonel grubu (triazol ve benzokinon/hidrokinon üniteleri) aynı anda
içinde barındıran ve literatürde daha önce sentezi bilinmeyen yeni bir bileşik
grubu sentezlenecektir. Bu yeni bileşiklerin yapıları spektroskopik (NMR, IR,
UV, Elementel Analiz, Kütle, Lüminesant, Döngülü Voltametri) olarak karakterize
edilecek ve ardından bazı sentetik uygulamalara geçilecektir. Ayrıca uygulama
sonucunda elde edilecek bileşiklerin yapıları, fotofiziksel ve elektrokimyasal
özellikleri spektroskopik (NMR, IR, UV, Elementel Analiz, Kütle, Lüminesant,
Döngülü Voltametri) olarak ortaya konularak elektron ve/veya enerji transfer
sistemlerine uygulanabilirlikleri test edilecektir.
2. Foto-
ve Elektro- Aktif Yeni Bir İyon Sensörü Sentezi, Tanımlanması ve Fotofiziksel
Özellikleri. Sponsor: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
(TÜBİTAK, Proje No. 107T883), 2008-2009.
Canlılarda alkali metal iyonlarının özellikle sodyum ve
potasyumun çeşitli biyolojik işlemlerde önemli roller aldıkları ve hatta bazen
birbirlerinden tamamen zıt roller üstlendikleri bilinmektedir.1 Biyolojik
olarak önem taşıyan bu ve benzeri iyonların çeşitli yöntemlerle seçici olarak
tayin edilmesi son zamanlarda oldukça ilgi çekmektedir. Bu amaç doğrultusunda
metal ile koordinasyonu sağlayabilen ve bir etkileşim durumunda fotofiziksel
(absorbsiyon, emisyon vs) ve/veya elektrokimyasal özelliklerinde meydana gelen
değişiklikleri sinyal olarak yansıtabilen alıcı grupları (taç eter, kriptant, kaliksaren,
siklodekstrin vb) içinde barındıran moleküler sensörlerin dizayn edilmesi ve
sentezi oldukça önemlidir.
IA Grubu metallerinin (Li+, Na+ ve K+)
organik ve/veya sulu ortamda varlığını hem spektrofotometrik hem de
spektroelektrokimyasal yöntemlerle tanımlayabilecek dual tipte yeni bir
moleküler sensör dizayn edilerek sentezlenecek ve spektroskopik (NMR, UV-vis,
floresans, döngülü voltametre vs) yöntemlerle tanımlanacaktır. Sensörün etkin
bir biçimde söz konusu metal katyonlarını tayin etmesi beklenmektedir.
3. Yeni
Fonksiyonel Fotokromik Malzemelerin Sentezi, Özellikleri ve Uygulamaları.Sponsor: Türkiye Bilimsel
ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK, Proje No. 110T871), 2011-2014.
Yeni fonksiyonel organik bileşiklerin tasarımı ve sentezi, bu bileşiklerden
elde edilen malzemelerden yararlanılarak moleküler elektronik ve fotonikler,
algılayıcılar, makine ve aygıtlar, ışık saçan diyotlar (LED’ler), güneş
pilleri, transistörler, elektrokromik cihazlar, veri işleme ve depolama
aygıtları gibi ileri teknolojik uygulamalar nedeniyle oldukça önem arz
etmektedir. Bu vesileyle dünyanın dört bir yanında başta sentetik organik
kimya olmak üzere araştırma grupları uygulamaya açık yeni fonksiyonel
bileşiklerin tasarımı, sentezi ve tanımlanmasına yönelik çalışmalara geniş bir
yer ve önem vermektedirler.
Fonksiyonel organik bileşikler arasında fotokromik özellik
gösteren ditiyenileten (DTE) türevleri, termal olarak oldukça kararlı olmaları
ve yüksek fatigue dirençleri nedeniyle oldukça ilgi çekmektedir. Zira bu iki
önemli özellik optoelektronik cihaz uygulamaları için vazgeçilmezdir. Bunun
yanısıra hem çözelti fazında hem de katı halde mükemmel fotokromik özellik
göstermeleri, hızlı anahtarlanmaları, yüksek kuvantum verimi ve iki izomerin
soğurma dalgaboyları arasındaki büyük farklılıklar da DTE’lerin özellikle son
on yılda popülaritesinin artmasına; biyo- ve nano- teknolojik bilimlerden
malzeme bilimlerine kadar varan çeşitli disiplinlerde moleküler anahtarlar,
optik veri işleme ve depolama ortamları, belirteçler, makinalar, fotoiletken
cihazlar ve görüntüleme ajanları gibi birçok akıllı malzemenin geliştirilmesine
olanak sağlamıştır.
Bu çalışmada, fotokromik ve redoks aktif özellik gösteren
ve literatürde bilinmeyen yeni bir bileşik grubu sentezlenecek ve bu bileşiklerin
yapı tayini ve özellikleri spektroskopik yöntemler (UV-vis, Luminesans, FTIR,
NMR, Elementel Analiz, Kütle, Döngülü Voltametri) ile aydınlatılacaktır. Sentez
ve karakterizasyon çalışmalarını müteakiben son aşamada ise elde edilecek bu
yeni bileşiklerin -özelliklerine göre- malzeme bilimlerine yönelik bazı
uygulamaları (fotokromik, elektrokromik, dual -foto ve elektro-kromik,
fotoiletken, ısıya duyarlı akıllı malzemeler olarak) test edilecektir.
4. Bor
Esaslı Yeni Anorganik-Organik Melez Polimerik Malzemelerin Tasarımı, Sentezi ve
Teknolojik Uygulamaları. Sponsor: Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN, Proje No.
2011 Ç0276), 2011-2012.
İletken polimerler ile bor kimyasalının aynı çatı altında
birleştirilmesi çok yakın bir tarihte, ilk defa 2003 yılında,
gerçekleştirilmiştir. Literatürde bir elin parmakları kadar az olan
çalışmalarda bor kimyasalının iletken polimerlere, termal, mekanik, optiksel ve
elektrokimyasal kararlılık kazandırdığı rapor edilmiştir.
Bu çalışmada amaç, endüstriyel alanda iletken polimerlerin
karşılaştığı sorunları (çözünmezlik, termal, mekanik, optiksel ve
elektrokimyasal kararsızlık vesaire) aşmak için anorganik ve organik birimleri
aynı potada eriterek yeni üstün özelliklere sahip bor esaslı melez malzemeler
üretilmesi ve sanayiye kazandırılması olacaktır. Projenin ilk aşamasında
literatürde bir ilk olacak bor esaslı donör-akseptör-donör (D-A-D) düzeninde
yeni anorganik-organik melez monomerler tasarlanıp uzman bir ekip tarafından
sentezlenecektir. Daha sonrasında bu bileşiklerden iletken polimer sentezi
gerçekleştirilecektir. Elektrokimyasal ve kimyasal yöntemler kullanılarak
iletken polimerler elde edilmeye çalışılacaktır. İlk aşamanın sonunda elde
edilen bor esaslı anorganik-organik polimerik malzemelerin elektrokimyasal,
optiksel ve de termal özellikleri deşifre edildikten sonra projenin bir sonraki
aşaması olan endüstriyel ve teknolojik uygulamalara yönelik çalışmalar bu
uygulamalarda deneyimli ekipler tarafından yapılacaktır. Endüstride çok değerli
olan termal, renk ve elektrokimyasal kararlılığa sahip bu yeni malzemeleri elde
ettikten sonra bu malzemelerin elektrokromik cihazlar, organik ışık saçan
diyotlar (LED) ve “Güneş Pilleri”nde bor kullanımını sağlayacak temel
araştırma, malzeme ve teknoloji geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılacak ve bu
cihazların prototipleri üretilmeye çalışılacaktır.
Sonuç olarak, sentezlenecek malzemeler ile bor ürün yelpazesinin
genişletilmesi ve endüstriyel kullanım alanlarında (elektrokromik cihazlar,
LEDler ve güneş pilleri) karşılaşılaşılan sorunların ülkemizde üretilebilecek
özel bor ürünleri ile aşılabilmesi projemizin öncelikli amacı ve hedefidir.
Yoğun Ar-Ge faaliyeti ve yüksek teknoloji bilgisi gerektiren bu uygulamalar
ülkemizin yenilikçi yeteneklerini ve rekabet gücünü artıracaktır.
5. Yeni
Floresans Bir Moleküler İyon Algılayıcının Tasarımı Sentezi ve
Özellikleri. Sponsor: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
(TÜBİTAK, Proje No. 113T016), 2013-2014.
Yeni fonksiyonel organik bileşiklerin tasarımı ve sentezi, bu
bileşiklerden elde edilen malzemelerden yararlanılarak moleküler algılayıcılar,
elektronik ve fotonikler, makine ve aygıtlar, ışık yayan diyotlar, güneş
pilleri, transistörler, elektrokromik cihazlar, veri işleme ve depolama
aygıtları gibi ileri teknolojik uygulamalar nedeniyle oldukça önem arz
etmektedir. Fonksiyonel organik bileşikler içerisinde floresans bileşikler, son
zamanlarda hem biyo- ve nanoteknoloji ve çevre bilimleri, hem de malzeme bilimlerinde
iyon ve/veya molekül tanıyan moleküler algılayıcılar, elektron ve/veya enerji
transfer sistemleri, görüntüleme ajanları, moleküler makina ve aygıtlar,
aritmetik işlem yapabilen moleküler mantık kapıları vb. olarak kullanılabilir
olmaları nedeniyle yoğun bir ilgi çekmektedir. Bu vesileyle dünyanın dört bir
yanında başta sentetik organik kimya olmak üzere araştırma grupları uygulamaya
açık yeni lüminesans bileşiklerin tasarımı, sentezi ve tanımlanmasına yönelik
çalışmalara geniş bir yer ve önem vermektedirler.
Bu çalışmada, literatürde bilinmeyen, lüminesans ve redoks aktif özellik gösteren yeni bir bileşik 1 sentezlenecek ve bu bileşiğin yapı ve özellikleri spektroskopik yöntemlerle (UV-vis, lüminesans -floresans, FTIR, NMR, elementel analiz, kütle, vb.) aydınlatılacaktır. Son aşamada ise bu bileşiğin çeşitli metal iyonlarına karşı duyarlı floresans bir algılayıcı olarak işlev görüp göremeyeceği test edilecektir. Elde edilecek supramoleküler yapı, özellikleri bakımından potansiyel olarak iyonlara karşı duyarlı floresans bir moleküler algılayıcı olarak ümit vaat etmekte olup analitik, biyo, nanoteknoloji ve malzeme bilimlerinde uygulanabilirliği araştırılacaktır.
6.
Lantanit Metali İçeren Grafen Esaslı Nano Malzeme Geliştirilmesi: Tasarım
ve Sentez. Sponsor: Türkiye Bilimler
Akademisi Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanlarını Ödüllendirme Programı
(GEBİP), 2015-
Grafen, 2004 yılında grafit tabakasını bir zemin üzerine
kaydırarak grafen tabakalarının ayrılması ile keşfedilmiştir. Grafen, iki
boyutlu karbon atomlarından oluşan, bal peteği görünümlü, sp2 hibritleşmesi
yapmış, bir atom kalınlığında, hegzagonal yapıda karbon atomunun allotropu olan
ve üstün termal, mekanik, elektronik ve optik özelliklere sahip bir malzemedir.
Bu özelliklerinden dolayı grafen ve türevleri biyomedikal, enerji, çevre, doku
mühendisliği, ilaç salınımı ve sensör gibi uygulama alanlarında
kullanılabilmektedir.
Diğer yandan, lantanit metalleri manyetik, elektronik ve fotonik
özelikleri nedeniyle tıbbi görüntüleme, enerji, güvenlik, çevre, katalizör,
metal ekstraksiyonu vb alanlarda kullanılabilmektedir. Zira lantanitler oldukça
yüksek manyetik momente ve/ya paramanyetik özelliklere sahip olduğundan
manyetik rezonans görüntülemede yüksek çözünürlük sağlayan kontrast ajanları,
tomografik reaktifler ve manyetik/elektronik teknoloji gereçleri olarak işlev
görebilmektedir.
Bu çalışmada, lantanit metali içeren grafen tabanlı yeni bir
nano malzemenin tasarımı ve geliştirilmesi üzerinde durulacaktır. Elde edilecek
nano malzemenin biyolojik olarak önem arz eden bazı iyonların tayin ve
tespitinde sensör olarak kullanılıp kullanılamayacağı test edilecektir.